Hizmetler

Kaygı

Kendinizi son zamanlarda nedenini bilmediğiniz bir şekilde endişeli mi hissediyorsunuz? Veya bu gerginlikler artık hayatınızın bir parçası haline mi geldi? Kaygı, kişinin dış dünyasından veya iç dünyasından gelen bir uyarıcıyla karşılaştığında yaşadığı bedensel, duygusal ve zihinsel tepkilerdir. Kaygının bir diğer adı da anksiyetedir. Anksiyete, tedirginlik, endişeye neden olan çeşitli bozukluklar için genel bir terim olarak kullanılabilir. Bir başka deyişle kaygıyı nedeni belli olmayan tedirginlik hali olarak da açıklayabiliriz. Kimilerine göre kaygı, iç çatışmaların sonucuyken kimilerine göre ise dış ortama uyum sağlamamızı sağlayan koruyucu bir tepkidir. Fakat bu koruyucu tepki doğal sınırları aştığında bizim için de alarm çanları çalmaya başlar.
kaygi
Sınav kaygısı, toplumda özellikle eğitim çağındaki çocuk ve gençlerde çok rastlanıldığı gibi tek kaygı çeşidi bu değildir. Sınav kaygısı yaşayan insanlar, eğitim hayatlarını sonlandırdıktan sonra sınav kaygısı yerini başka kaygı türlerine bırakabilir, bu sebeple destek almak her zaman önemlidir.

Kaygı Duymak Normal midir?

Kaygı yani anksiyete aslında kişileri tehlike arz eden durumlara karşı uyaran ve tetikte olmasını sağlayan, herkeste var olan bir duygu durumudur. Yaşadığımız çağın getirdiği sorumlulukları düşündüğümüzde kaygılı hissetmemiz aslında çok doğal bir durum olarak görülebilir. Sonuçta her gün iş/okul, sorumluluklar, aile ve romantik ilişkiler derken kendimizi bir koşturmacanın içinde buluyoruz. Burada önemli olan nokta ise yaşanan kaygının şiddeti ve günlük hayatımızı etkileyip etkilemediğidir. Hafif kaygılar kişinin günlük hayatını çok etkilemezken şiddetli kaygılar kişinin hayatını oldukça etkileyebilir ve istenmeyen sonuçlara neden olabilir.

Peki, kaygımızın bizi olumsuz etkilemeye başladığını nasıl anlayabiliriz? Kaygı, her insanı farklı bir şekilde etkileyebilir ve belirtileri birbirinden çok farklı olabilir. Genel olarak bakıldığında ise kaygı duyulan uyarıcıyla karşılaşıldığında görülen belirtiler şunlardır;

  • Anksiyete / Kaygı
  • Bozukluğunun Belirtileri
  • Sinirli, gergin ve huzursuz hissetme
  • Panik duygusu
  • Konsantrasyon güçlüğü
  • Kendini zayıf ve güçsüz hissetme
  • Kalp atışlarında ve nefes almada hızlanma
  • Ellerde titreme, terleme

Kaygıyı Yenmek İçin Ne Yapılmalı ?

Daha önce de bahsettiğimiz gibi, kaygı herkeste bulunan ve normal olan bir duygu durumudur fakat kişinin hayatını olumsuz etkilemeye başladığında çözülmesi gereken bir duruma dönüşür. Unutulmamalıdır ki kaygı ve tedirginlik bizi başımıza gelebilecek kötü olaylardan kurtarmadığı gibi, hayati fonksiyonlarımızı da olumsuz etkileyerek durumu olduğundan kötü hale getirebilir. Yapılan araştırmalara göre kaygıyı azaltmaya yönelik oluşturulacak basit alışkanlıklar, kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir.

Peki, Kaygıyı Yenmek İçin Neler Yapabiliriz?

Kaygınızı kabul edin!

Benliğinizi, kaygılarınızı ve sizin için kaygı verici durumları kabul edin. Kaygı duymak çok doğal bir davranış ve asla bir hata değil. Siz değerli bir insansınız ve duyduğunuz kaygılardan zarar görüyorsunuz. Kaygı hislerinizi kabul ettiğiniz zaman ise kendinizi daha iyi hissetmek için önemli bir adım atmış oluyorsunuz. Gerçeklerle yüzleşerek sorunu çözmede en önemli adımı atmış oluyorsunuz.

“Kuvvet” dilini kullanın!

Kullandığımız kelimeler, kendimizi nasıl hissettiğimizle doğrudan alakalıdır. Kaygı duyan insanların birçoğu özgüvenlerine zarar veren olumsuz kelimeler kullanmaktadır. “Yapamam, beceremem!” gibi kelimeler bizi olduğumuzdan daha güçsüz hissettiren kelimelerdir ve kaygılarımızı besler. “Kaygımı kontrol edemiyorum!” yerine “Kaygımı kontrol edebilirim ve bunu yenmek için gerekli olan becerileri öğreniyorum.” demek, özgüvenimizi besler ve kuvvet dili kullanmamızı sağlar.

Küçük, gerçekleştirilebilir hedefler belirleyin!

Kaygılı insanlar, kendileri için gerçekçi olamayacak derecede yüksek hedefler belirleme eğilimindedirler. Bu derecede yüksek hedefler belirlemektense daha gerçekçi ve kolay hedeflere yönelmek kendinize olan güveninizi ve başarma hissinizi tazeler. Örnek vermek gerekirse eğer hedefiniz derin nefes almayı yaşamınıza katmak ise bunu bir saat boyunca denemek yerine, 3-4 kez birer dakikalık aralıklarla bunu denemeye başlayın.

Psikolog desteği!

Psikoterapi, farkındalık uygulamaları ve genel sağlık durumuna öncelik vermek; kaygı yönetimi ve onun olumsuz etkilerini azaltmada oldukça etkilidir. Yukarıda sıralananlar gibi devam eden süreçleri rutininize dahil edin ve bununla birlikte kaygı ve stresten kurtulmak için kendinizi yalnız hissetmeyip her zaman bir psikologdan destek alabilirsiniz.