Kaygı; bedenin ve zihnin, gerçek ya da hayali, tehdit ya da tehlike algısıyla oluşan bir durumudur. Kaygı durumları, korkunun ve endişenin aşırı bir derecesi olarak tanımlanmaktadır. Strese verilen en ortak tepkilerden biri olarak kabul edilmektedir. Yani bir başka deyişle kişinin karşılaştığı durum ve olaylar karşısında duyduğu ve engellemekte zorluk çektiği aşırı endişe ve uyarılmışlık halidir. Kaygı, çok hafiften ağır paniğe kadar bir duygu aralığında yaşanabilmektedir.
Kaygıyı Sürdüren Etkenler
Kaygının oluşumundan sonra gelişen diğer etmenler kaygının sürmesine katkıda bulunabilirler. Kaygıyı sürdüren etmenler dört grupta toplanabilmektedir. Bu gruplar aşağıdaki gibidir:
Rahatsızlık Verici Düşünceler
Üzüntü verici düşünceler genellikle, kaygıların nedenine yönelik bir açıklama bulmaya çalışıldığı zaman oluşurlar. Bu düşünce hataları dört sınıfta toplanabilir:
- Bir felaketin olasılığının aşırı abartılması
- Korkulan bir olayın şiddetinin aşırı değerlendirilmesi
- Kişinin kendi başa çıkma kaynaklarını yetersiz kullanması
- Dış destek faktörlerinin (arkadaşlardan ya da aileden destek gibi) yeterli bulunmaması, zihinde öyle değerlendirilmesi
Kaçma ya da Kaçınma
Kaygı yaratan durumlardan kaçma ya da onlarla yüzleşmekten kaçınma, geçici bir rahatlama sağlar fakat bir döngüye neden olur. Gerçek bir tehlikenin olmadığı durumlarda da kaçınma tepkisi gelişir. Kaçınılan durumların listesi artar ve bu durumlarla başa çıkmak daha zor hale gelir. Kişinin yaşamı sınırlanmaya başlar.
Güven Kaybı
Güven duygusu basarı deneyimleriyle oluşur, kaçma ya da kaçınma basarı deneyimlerini engelleyerek güven kaybına neden olur. Bir basarısızlık diğer basarısızlıklardan korkmaya yol açar ve kisiye önceden kolay gelen görevler daha zor gelmeye baslar.
Yaşam Olayları
Yaşam olayları, hem kaygının temel sebebi olabilirken hem de kaygıyı sürdüren etmen olabilmektedirler. İki ya da daha fazla stresli olay aynı dönemde meydana gelirse daha ciddi bir durum oluşur.
Kaygılarımız Bizi Ne Zaman Rahatsız Etmeye Başlar ?
Kaygı veya endişe yukarıda bahsettiğimiz gibi; deneyimlediğimiz gerilim, bunaltı ve sıkıntı halidir. Gün içinde yaşadığımız hafif kaygılar elbette hayatın normal akışında bulunuyor, birçoğumuz günlük yaşamda değişik konularla ilgili kaygı duyuyoruz. İş stresi, trafik, sınavlar, sağlık sorunları, para, çocuklar ve aileyle ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırıyor.
Aslında kaygı, bir ölçüde bizim günlük sorunlarla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar vermemize yardımcı olur. Dış ortama uyum çabasında koruyucu bir tepkidir. Normalde bu tür kaygı hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir. Ancak kaygı hali çok hafif bir tedirginlik ve gerginlik duygusundan panik derecesine kadar varan değişik yoğunluklarda yaşanabilmektedir. Kontrol dışına çıkıp kişinin hayatını aksatmaya başlatıyorsa ve zamanla azalmak yerine şiddetleniyorsa iyice ilerlemiş demektir. Sürekli ve durumla uygun olmayan aşırı bir endişe durumu söz konusudur. Bu noktada kişi en etkili yöntem olarak terapi sürecine başvurabilmektedir ya da kendine iyi gelecek farklı seçeneklere yönelebilmektedir.
Siz de kaygılarınızla başa çıkmak hakkında uzmanlarımıza danışmak istiyorsanız Etilerdeki Sima Psikolojik Danışmanlık merkezimizi ziyaret edebilir, ya da online görüşme imkanlarımızdan yararlanabilirsiniz.