Kırmızı Oda Gerçek Bir Seans Odasını Yansıtıyor mu?

Şiddete karşı sözlerle başlayan dizi, ele aldığı konular ve ilişkileri işlerken takındığı tutum dolayısıyla çok sayıda izleyiciden büyük beğeni ve ilgi gördü . ‘ Kırmızı Oda’ televizyonda ilk defa terapi odasıyla ya  da terapi seansını işleyen bir dizi oldu. Bu dizi sayesinde terapiye karşı oluşan önyargıyı kırarak ve bu açıdan insanları terapiye teşvik eden bir yapım olmasına rağmen ‘ Kırmızı Oda’ gerçek bir seans  odasını yansıtıyor mu? Bir terapi ya da bir terapist nasıl olması gerektiğinde dair doğru bir izlenim veriyor mu?

Bu dizi bugün yaşadığımız sıkıntıların nedeni yaşadığımız aile yapılarından oluştuğunu, oradan gelen ilişkiler ve  bugün kurduğumuz ilişkilerin geçmiş ilişkilerden kaynaklanabileceğini göstermesi açısından gerçekçi duruyor. Fakat, dizinin gerçekçi olmayan yanı ise terapist ve danışan arasındaki ilişkilerdir.

  • Terapistin duruşu, konuşmaları ve danışana yaklaşımları gerçeği pek yansıtmıyor çünkü terapi güzel konuşma, bilgece sözler söyleme sanatı ve sohbet odası değildir.
  • Terapistin duygularını koruması iyileştirici bir ilişki kurabilmek için zorunludur. “Korkunç şeyler yaşamışsın bunları nasıl atlatabildin ki? Neredeyse beni ağlatacaktınız, randevular dolu olmasa sizi bırakmazdım” gibi ifadeler danışan- terapistin kuracağı ilişki zeminini bozacak ifadelerdir.
  • Terapist danışanını dinlerken jest ve mimiklerine hakim olmalıdır. Acıyan bir ifadeyle dinleyen bir terapist empati kurmak yerine kırıcı bulunur.
  • Terapi koşulsuz kabul ilkesi temeline dayanır. Karşınızda duran danışana “Berbat haldesin, seni sevmedim, deli misin?” gibi ifadelerde bulunmanın etik bir zemini yoktur ve temellerimizi zedeler.
  • Terapist ile danışan arasında mesafe olmalıdır. Danışanın sarılmak ya da seni seviyorum gibi anlık rahatlamalar yerine danışanın iç dünyasını anlamaya , anlamlandırmaya ve dış dünyada daha sağlıklı iletişim kurmak gibi kalıcı değişimlere ihtiyacı vardır.
  • Hastanın bazı istekleri olabilir, örneğin yakınlaşma isteği olabilir, sarılmak isteyebilir. Ancak hastanın o isteğini doyurmak uygun mudur? Danışanın terapist tarafından güzel sevgi sözcükleri ya da sarılmak gibi temaslarla rahatlatıldığını fark etmesi durumunda , terapi ve terapiste karşı farklı bir bağımlılık hissi gelişebilir. Bu durum etik olmaz.

Unutmamalıyız ki bu sadece bir dizi olduğu için olayı daha dramatize etmeleri ve anlatılan olaylara daha duygusal yaklaşmaları normaldir. Eğer terapi sürecinin nasıl olduğunu ve psikoloğun danışanlara nasıl yardım ettiğini merak ediyorsanız sitemizdeki ‘ psikolog nasıl yardımcı olur?’ başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

SAĞLIKLI GÜNLER!

Paylaş :
Yorum

Yorum Yap

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir